1 Kasım 2013 Cuma

DİĞER HÜKÜMLER

Soru 1054: Kız kardeşim bir müddettir namaz kılmayan bir kişiyle evlidir; bizimle birlikte kaldıklarından bu şahısla konuşmak ve muaşeret etmek zorundayım, hatta bazı zamanlar isteği üzerine bazı işlerinde ona yardımcı oluyorum; sorum şu: Onunla konuşmam, muaşeret ve bazı işlerinde ona yardım etmem caiz midir? Ona karşı vazifem nedir?
Cevap: Bu hususta şartları varsa, marufu emretme ve münkerden nehyetmeden başka vazifeniz yoktur. O-nunla muaşeretiniz ve ona yardım etmeniz namazı terk etmesine teşvik etmezse sakıncası yoktur.

Soru 1055: Büyük alimlerin, zalimlerin ve zalim yöneticilerin yanına gidip gelmeleri ve onlarla muaşeret etmeleri onların zulümlerinin azalmasına sebep olursa bu iş onlar için caiz midir?
Cevap: Bu gibi durumlarda zalimle ilişkide olmasıyla zulmü engellemede ve münkerden nehyetmede etkili olacağını teşhis ederse veya önem verilmesi gereken bir mesele söz konusu ise sakıncası yoktur.

Soru 1056: Birkaç yıldır evliyim; dinî ve şer'î meselelere çok önem veriyor ve İmam Humeyni'yi taklit ediyorum; ancak, eşim maalesef dinî meselelere çok önem vermiyor ve bazen aramızda çıkan tartışmadan sonra bir kere namaz kılıyorsa defalarca da namaz kılmıyor, bu ise gerçekten bana acı veriyor; bu gibi durumda vazifem nedir?
Cevap: Vazifeniz, mümkün olan her yolla onu ıslah etmek için ortam hazırlamak, kötü ahlak ve uyumsuzluğu gösteren her türlü sertlikten kaçınmaktır; şunu da biliniz ki, dinî toplantı ve merasimlere katılma ve dindar ailelerle karşılıklı gidip gelmenin insanın ıslahında büyük bir etkisi vardır.

Soru 1057: Müslüman birisi, bazı nişanelere dayanarak karısının -birkaç çocuk annesi olmasına rağmen- iffete aykırı olan gizli işler çevirdiğini bilir; ancak, bunu ispatlamak için (şahitlik yapacak bir şahidin olması gibi) şer'î bir delili olmazsa; bu durumda, çocuklarının bunun gibi bir kadının eli altında yaşadıkları dikkate alındığında karısına karşı nasıl davranması gerekir? Ve İlahî hükümlere aykırı olan böyle çirkin bir ameli işleyen kişi veya kişileri tanıdıktan sonra aleyhlerine şer'î mahkemeye sunacak delil bulunmazsa onlara karşı nasıl davranmalıdır?
Cevap: Kötü zandan, zanna dayalı belirtilerden ve nişanelerden kaçınmak farzdır; şer'an haram olan bir şeyin yapıldığı kesin olursa uyarı, nasihat ve münkerden nehyetmek yoluyla onu engellemek farzdır. Münkerden nehyetme etkili olmazsa, elinde kesin deliller olursa sa-lih yargı yetkililerine müracaat edilebilir.

Soru 1058: İslâmî ölçülere bağlı kalmayı gözeterek bir kızın yabancı bir erkeği irşat etmesi, derslerinde ve benzeri işlerinde ona yardımcı olması caiz midir?
Cevap: Sorudaki şekliyle sakıncası yoktur; ancak, şeytanî aldatı ve vesveselerden ciddi olarak kaçınmak gerekir ve bu hususta yabancı bir erkekle yalnız bir yerde kalmamak gibi dinî hükümleri gözetmek farzdır.

Soru 1059: Dâire ve müesseselerde çalışanlar, üst derecedeki sorumlu veya sorumlularının idarî görevlerine ve şeriata aykırı işler yaptıklarını gördüklerinde vazifeleri nedir? Münkerden nehyettiğinde üst sorumlu veya sorumlular tarafından kendisine bir zarar gelmesinden korkan kimsenin üzerinden vazife kalkar mı?
Cevap: Marufu emretme ve münkerden nehyetme-nin şartları bulunursa, marufu emretmeleri ve münker-den nehyetmeleri onlara farzdır; aksi durumda (şartlar olmazsa), bu hususta onların vazifesi yoktur; mesela bu yüzden kendilerine bir zarar ulaşmasından korkarlarsa vazife üzerlerinden kalkar; İslâm hükümlerinin hakim olmadığı yerlerde hüküm budur; ancak, bu farizaya önem veren, ilgilenen İslâm hükümetinde marufu emret-me ve münkerden nehyetmeden aciz olan kimsenin hükümet tarafından bu işlerle ilgilenmesi için tayin edilen yerlere bildirmesi ve fasit veya ifsat eden köklerin kazınmasına kadar meseleyi izlemesi farzdır.

Soru 1060: Devlet dâirelerinin birinde beytülmalde gayr-i meşru bir tasarruf edilir, bu tasarruf sürekli devam ederse ve bir kimse bu sorumluluğu kendi üzerine aldığında durumu düzelteceğini bilirse ve o da bu mesuliyeti kendisine bırakması için özel bir kişiye rüşvet vermesi dışında gerçekleşmezse bu durumda -fasit bir şeyle efsedi (fesadı daha büyük olan şeyi) ortadan kaldırmak gayesiyle- beytülmalde su istimal edilmesini engellemek için rüşvet vermek caiz midir?
Cevap: Şeriata aykırı işler yapıldığını bilen kimselerin üzerine şer'an gerekli olan şey, şartlarını ve şer'î kurallarını gözeterek münkerden nehyetmektir ve hiçbir iş için, hatta mefsedeleri engellemek için bile olsa rüşvet ve kanuna aykırı metodlara başvurmaları caiz değildir. Evet; bu iş İslâm hükümetinin hakim olduğu bir yerde olursa sırf şahsen marufu emretme ve münkerden neh-yetmeden aciz olmakla halkın vazifesi bitmez; aksine, meseleyi o işlerle ilgilenen yerlere bildirmeleri ve meseleyi bu yolla izlemeleri farzdır.

Soru 1061: Acaba, münkerleri nisbî (değişken) sayarak üniversite muhitini mevcut en kötü ortamlardan bilmek ve neticede bu çevrede haram veya münker sayılmayan bazı münkerlerden nehyedilmemek doğru mudur?
Cevap: Münkerler, münker olmaları açısından nisbî şeyler değildirler; ancak, bazı münkerler diğer bazı mün-kerlere göre daha şiddetli bir haram olabilir; her durumda, şartlara sahip olan kimsenin münkerden nehyetmesi şer'an farz olup bunu ihmal etmesi caiz değildir. Bu alanda münkerler ve yine üniversite ortamıyla diğer yerler arasında da fark yoktur.

Soru 10611: İslâm beldesinin bazı müesseselerinde ça-lışan bazı yabancı uzmanlarda bulunan alkollü içkilerin hükmü nedir? Onlar, bu içkileri evlerinde veya özel yerleşim bölgelerinde içiyorlar; yine onların domuz eti getirterek yemelerinin hükmü nedir? Halk yanında iffet ve değerlere aykırı işleri yapmalarının hükmü nedir? Onlarla ilişkisi olan fabrika müdürlerinin ve diğer kimselerin vazifesi nedir? Meseleyi fabrikanın sorumlularına bildirdikten sonra bu hususlarda onlar hakkında hiçbir girişimde bulunmazlarsa bizim vazifemiz nedir?
Cevap: İlgili sorumluların, onlara şarap içme ve haram eti (domuz etini) yemek gibi işleri açıkta yapmamalarını ve onu açıkça yememelerini emretmeleri farzdır; ancak, umumum iffetiyle uyuşmayan davranışlarına göz yummak caiz değildir. Her halükârda, bu hususla ilgili sorumluların girişimde bulunması gerekir.

Soru 1062: Bazı kardeşler marufu emretme, münker-den nehyetmek, nasihat ve irşat için tesettürsüz kadınların toplandıkları yerlere gidiyorlar; acaba, onların tesettürsüz kadınlara bakmaları caiz midir?
Cevap: Kasıtsız olan ilk bakışın sakıncası yoktur; ancak, kasıtlı olarak yüz ve ellerin dışına bakmak marufu emretme maksadıyla olsa bile caiz değildir.

Soru 1063: Erkek ve kız öğrencilerin karışık olduğu üniversitede mümin gençlerin karşılaştıkları bazı mün-kerler (günahlar) karşısında görevleri nedir?
Cevap: Bu günahlara bulaşmaktan sakınmanın yanı sıra şartların bulunduğu ve güçlerinin yettiği takdirde marufu emretmek ve münkerden nehyetmek farzını yerine getirmeleri farzdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder